Oral Fizyoloji
Diş hekimliği bilimi son yıllarda oldukça gelişen biyomedikal ve biyomühendislik alanlarının etkisiyle hızlı bir ilerleme kaydetmiştir.
Bu gelişmelerin büyük çoğunluğu, yüzyıllardır bilinen klinik problemlerin daha etkin, daha hızlı ve daha kolay tedavi edilmesine olanak sağlamıştır.
Bir başka ifadeyle tüm bu gelişmeler hala dolaylı ya da doğrudan protetik amaca hizmet etmeyi sürdürmektedir.
Çünkü endodontik ve konservatif tedaviler; diş dokusunu korumaya yöneliktir.
İmplantın da dahil olduğu protez uygulamaları; kaybedilen diş fonksiyonlarını yeniden kazandırmayı amaçlar.
Periodontal tedaviler; diş çevresi doku- ların rejenerasyonunu sağlayarak diş kaybını önlemeye yardımcı olur.
Ortodontik tedaviler; kaybedilmiş oklüzyonu geri kazandırmaya çalışır.
Maksillofasiyal cerrahi ise lokal ya da sis- temik nedenlerle ortaya çıkmış kayıplarda rekonstrüksiyonu amaçlar.
Öte yandan hastalıkların etiyopatolojisini anlamaya çalışan ve altta yattan nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik tedavilerin hedeflendiği araştırmalar ve çalışmalar oldukça kısıtlıdır.
Böyle bir tablo ister is- temez "Neden?" sorusunu akıllara getirmektedir.
Diş hekimliği her ne kadar tıbbın özelleşmiş bir dalı olsa da kendi içinde bağımsızdır.
Bu nedenle, konu araştırmalar olduğunda tıbbi araştırmacılar diş hekimliğinin çalışma alanı olan "oral kavite"ye çoğunlukla "bir gastrointestinal sistem organı" olarak yaklaşmakta- dırlar.
Oral kavite diş hekimleri açısından ele alındığında ise kendine çoğunlukla klinik araştırma olgusu içinde yer bulabilmiştir.
Bu durumun, diş hekimliği kökenli temel bilimcilerin sayısının gerek Türkiye'de gerekse diğer dünya ülkelerinde yeterli olmamasından büyük ölçüde kaynaklandığı söylenebilir.
Neticede oral kavite pek çok bilinmezi barındıran bir organlar bütünü olarak tıp ve diş hekimliği arasında sıkışıp kalmıştır.
Bu kitap yazılırken birkaç temel amaç hedeflenmiştir.
Eser ülkemizde bir ilk olmakla be- raber dünyada da sayısı oldukça sınırlı oral fizyoloji kitaplarından biri olarak literatüre kazandırılmıştır.
Hâli hazırda okuyucunun kullanımına sunulmuş oral fizyoloji kitaplarının pek çoğu oral fizyolojiyi; oklüzyon ya da oral biyoloji çerçevesinde anatomi ile birlikte ele almıştır.
Oral fizyolojiyi bu ölçekte geniş bir perspektiften ele alan bir diğer eser Quintessence Publishing'ten yayınlanmış olan "Clinical Oral Physiology" kitabıdır.
Bu eserde, söz konusu çalışmadan farklı olarak oral fizyolojinin temel bilim çerçevesi içinde daha geniş bir içerikle ve güncel yaklaşımlarla aktarılması hedeflenmiştir.
Bu yönüyle dünya literatüründe de bir ilk sayılabilir.
Amaçlardan bir diğeri, Türkiye'deki diş hekimliği fakültelerindeki "oral fizyoloji" eğitimi için bir kaynak oluşturmaktır.
Yapmış olduğumuz araştırmalar, ülkemizde diş hekimliği fakültelerindeki oral fizyoloji ve fizyoloji eğitimlerinin fakülteler arasında oldukça değişkenlik gösterdiğini ortaya koymuştur.
Bu nedenle ülkemizdeki diş hekimliği fakültelerindeki fizyoloji ve oral fizyoloji eğitim öğretiminin standardize edilmesine yardımcı olmak, diş hekimliği fakültesi öğrencilerinde "fizyoloji" farkındalığını yaratabilmek de hedeflerimiz arasında sayılabilir.
Bu çizgiye paralel olarak, diş hekimliğinde ve tiptaki lisansüstü araştırmalar için bir yol gösterici olması da kitabın ortaya çıkışında amaçlanan önemli bir diğer unsurdur.
Özellikle bölüm içeriklerinde güncel bilgiler ışığında konuya ilişkin karanlık noktalar vur- gulanmaya çalışılmış ve diş hekimliğindeki deneysel çalışmalarda sıkça kullanılan hayvan modellerini de bir bölüm olarak eklenmiştir.
Son yıllarda yapılan araştırmaların pek çoğu mikrobiyomun fizyolojik parametreler ve pek çok hastalığın etiyopatolojisi ile ilişkisini göstermektedir.
Kitabın içeriğinde yer alan oral mikrobiyoloji ve oral immünoloji bölümleriyle, fizyopatoloji ve oral mikrobiyotanın çift yönlü ilişkisine bir kapı aralanmak istenmiştir.
Bu eser yaklaşık iki yıllık çok yoğun bir çaba ve emekle ortaya çıktı konularla ilgili kay- nakların sınırlı olması da bu süreci daha zorlaştırdı.
Kitapta olabildiğince akıcı bir Türkçe kullanılmaya çalışıldı.
Öte yandan, ülkemizde bir dil birliğinin hâlâ sağlanamamış olması ve farklı disiplinlere ait farklı terminolojilerin olması nedeniyle bazı terimler disiplinlerdeki yaygın kullanılan hâli ile bırakıldı.
Bu kitabın editörlük süreci bana "oral fizyoloji"nin ne kadar çok bilinmezlerle dolu bir çalışma alanı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Umuyorum ki bu eser tip ve diş hekimliğindeki araştırmacılara farklı bir ufuk açar ve bir gün Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz SANCAR, Nobel'e aday gösterilmiş
Ord. Prof. Dr. Kemal Cenap BERKSOY ve Prof. Dr. Gökhan HOTA- MIŞLIGİL, Doç. Dr. Bahri KARAÇAY gibi bizi tıp alanında gururlandıran isimler arasına bir Türk diş hekimi de yazılır.
21 Ocak 2019, İstanbul Dr. Dt. Esra Bihter GÜRLER
basım yılı 2019 sayfa sayısı 140 ağırlık 550 gram
İÇİNDEKİLER
1. Bölüm: DİŞLERİN FİZYOLOJİK ROLLERİ
2. Bölüm: PULPA MİKRODOLASIMI
3. Bölüm: TÜKÜRÜK SALGILANMASI VE FİZYOLOJİSİ
4. Bölüm: ÇİĞNEME KASLARI
5. Bölüm: ÇİĞNEME KASLARININ REFLEKS KONTROLÜ
6. Bölüm: AĞRI
7. Bölüm: TAT VE KOKU
8. Bölüm: ORAFASİYAL BÖLGEDE TERMAL DUYU
9. Bölüm: TEMPOROMANDIBULAR EKLEM FİZYOLOJİSİ
10. Bölüm: SOLUNUM YOLLARININ KORUYUCU MEKANİZMALARI
11. Bölüm: DİL VE KONUŞMANIN FİZYOLOJİSİ
12. Bölüm: DİŞ HEKİMLİĞİ ARAŞTIRMALARINDA SIKÇA KULLANILAN HAYVAN MODELLERİ
13. Bölüm: LOKAL ANESTETİKLERİN FİZYOLOJİSİ VE FARMAKOLOJİSİ
14. Bölüm: ORAL İMMÜNOLOJİ
15. Bölüm: ORAL MİKROBİYOM
EK:
LOKAL ANESTETİKLERİN TÜRKİYE'DE BULUNAN MÜSTAHZARLARI
